Sivas TSO
0%

BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ İL MÜDÜRLERİ TOPLANTISI ODAMIZDA YAPILDI

Bilim Sanayi ve Teknoloji (BST) Bakanlığı 1. Grup İl Müdürleri Toplantısına Odamız ev sahipliği yaptı. Toplantıya Vali Yardımcısı Ömer Kalaylı, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Faruk Kocacık, Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz Zeki Özdemir, Üniversite  Sanayi Ara Malı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz ile Ankara, Bolu, Aksaray, Çankırı, Karabük, Yozgat, Kırıkkale, Kırşehir, Eskişehir  ve Sivas’ın Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürleri ve yine 9 ilin Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) İl Müdürleri ile TSE Temsilcileri katıldı.

 

Toplantının eş zamanlı olarak tüm Türkiye’de 9 ayrı ilde yapıldığını belirten Bilim Sanayi ve Teknoloji İl  Müdürü Tanzer Erdem, tüm Türkiye’de 6948 sayılı kanun kapsamında başlatılan Sanayi Sicil Envanter çalışmalarının Sivas’ta 3 aylık kısa bir sürede tamamladıklarını söyledi. Yapmış oldukları sayımlarda Sivas’ta toplam bin 987 adet işletme yerini ziyaret ettiklerini belirten İl Müdürü Tanzer; “Sanayi tesislerinden 739 adeti Sanayi Sicil Belgesi almaya uygun görüldü. İlimizde sayımdan önce 319 işletmenin sanayi sicil belgesi vardı. Hali hazırda 335 sanayi işletmesinin belgesi var” dedi.  Sanayi Sicil Belgesi İşletmesi olan işletmecilerin elektriği yüzde 20-25 oranında ucuz kullandığının da altını çizen Tanzer; “Türkiye’nin 2023 hedefine ulaşmasında en etkin rol oynayacak olan kurumların başında Üniversite Sanayi İşbirliği gelmektedir. Üniversitemizden Teknogirişim Sermaye Destek Programına 41 adet başvuru var. Merkez programına ise 3 başvuru var. Bunlardan 2 adeti desteklenmeye değer görülmüştür. İlimizde 1 adet ARGE merkezi olan firma bulunmaktadır. Sivas ili 2013 ihracatı 89 milyon dolar ithalatı ise 123 milyon dolardır. Yani -33 milyon dolar zarardayız” ifadelerini kullandı.

 

“2’İNCİ OSB İÇİN GAYRET SARFEDİYORUZ”

Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz Zeki Özdemir ise kentteki sanayileşme durumu hakkında bilgiler verdi.  Cumhuriyetin ilk yıllarındaki sanayi kuruluşları ve sonrasındaki sanayi yapılanması hakkında değerlendirmelerde bulunan Özdemir, son süreçte kente 2. Organize Sanayi Bölgesini kazandırmak için çaba sarf ettiklerini söyledi.

 

Özdemir, şu ifadeleri kullandı: “Cumhuriyetin temellerinin atıldığı ilimizde cumhuriyetin ilk yıllarında da büyük sanayi kuruluşlarının temelleri Sivas’ta atılmıştır. Türkiye’nin en büyük o döneme ait sanayi kuruluşu olan TÜDEMSAŞ, yük vagonu imalatına başlamış, yanı sıra Çimento Fabrikası, TSK’ya ait olan Dikimevi, Divriği’de demir madeni üreten DİVHAN, cumhuriyet döneminin büyük tesislerindendir. Günümüze geldiğimizde 80’lı yıllardan sonra bütün Türkiye’de olduğu gibi ilimizde açılan OSB ile Cumhuriyet döneminde devlet eli ile yapılan sanayi kuruluşlarının üretim tesislerinin artık özel sektör eliyle yapılmasına başlanmıştır. OSB’de gelişim günden güne hızlı bir şekilde artmaktadır. Sivas, maden kenti olması vasfı ile OSB’de de madencilik ve mermer sanayi ağırlıklı olmak üzere sanayi sektörü bu şekilde bir gelişim göstermiştir. Bunun yanı sıra Sivas’ta demiryolu potansiyelinin Cumhuriyet döneminden geliyor olması ticaret ve sanayi odamızın da katkı ve önerileriyle ikinci bir OSB’nin ihtisas OSB olarak yapılandırılması öngörülmektedir. Bu vesile ile TÜDEMSAŞ’ın ve demiryolu sanayinin yan ürünlerinin bu bölgede geliştirilmesi üzerine bir çalışma yapılmasına da TSO olarak ön ayak olmanın gayreti içerisindeyiz. Bunun yanı sıra üniversitemizin de katkıları ile madencilik ve demiryolu gelişiminin yanı sıra ileri teknoloji ürünü olan optik ürünlerinin ar-ge çalışmaları ve üretimleri için bir çalışma yapılmaktadır. Bu çalışma, üniversitemiz, ASELSAN ve şehrimizdeki birkaç müteşebbisimizin katkıları ile gerçekleştirilmektedir.”

 

ÜNİVERSİTE’DE TEKNOKENTİMİZ VAR

Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Faruk Kocacık ise 2011 yılı verileri ile Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi sonuçlarına göre Teknokent’in 1′nci yılında olmasına rağmen kendinden önce kurulan birçok Teknokenti geride bırakarak 23.’üncü  sırada yer aldığını söyledi.  Kocacık; “Teknoloji tabanlı olmayan hiçbir şey makbul değil. Teknolojide ekonomik olsun, siyasal olsun her türlü gelişmenin temelinde yer alıyor. Teknolojinin gelişiminde de hem bilim hem de teknolojik araştırma yer alıyor” dedi.  Eğer bir yenilik bir ilerleme olacaksa mutlaka teknoloji tabanlı olması gerektiğinin altını çizen Kocacık; “Bilimin kullanıldığı teknolojik tabanlı üretime ihtiyaç var. Bu gerçeği hepimiz kabul ediyoruz. Bunu yaparken üretim kapasitesi yüksek üretim maliyeti düşük ürünlere ihtiyacımız var. 2023 hedefimiz var. Bu hedef 500 milyar dolar ihracat yapmak. Bunu yaparken ekonomisi gelişmiş en büyük 10 ülke içerisinde yer almak ve bunu gerçekleştirebilmek için de GSMH’nin yüzde 3’ünü AR-GE’ya ayırmış durumdayız. 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak mevcut ürünlerin hacmini genişleterek mümkün değil. Yeni ürünlere ihtiyaç var. Yeni ürünleri de bilimi kullanarak, teknoloji tabanlı yüksek kaliteli, düşük maliyetli üretim yaparak yapabiliriz. Bu amaçla Teknokentimiz ve geçen sene kurduğumuz teknoloji transferi ofisimiz çaba gösteriyor. Hedeflere uygun çaba gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.

 

KAYNAKLARI VERİMLİ ŞEKİLDE KULLANMALIYIZ

Vali Yardımcısı Ömer Kalaylı günümüzde küresel piyasalarda söz sahibi olabilmek için kaynakları en etkin ve verimli bir şekilde kullanmak gerektiğini söyledi.  Kalaylı; “Dünyanın küresel bir pazara dönüştüğü ekonomi başta olmak üzere bir çok alanda ve ülkelerarasında sınırların kalktığı ve bilginin gücü tayin ettiği günümüz dünyasında bilgiyi üreten ve ürettiği bilgiyi teknolojik ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri içerisinde ürüne dönüştüren toplumlar müreffeh ve güçlü ülkeler haline gelmişlerdir” dedi. Ekonomilerin rekabet gücünün arttırılması AR-GE ve inovasyon faaliyetlerinin desteklenmesinin sağlanması ile mümkün hale gelebildiğinin altını çizin Kalaylı; “Gelişmekte olan ülkeleri ve gelişmiş ülkeleri teknolojiyi üreten ülkeler ve teknolojiyi satın alan ülkeler olarak 2’ya ayırmak mümkündür. Her yıl milyonlarca dolar ödeyerek teknolojiyi transfer eden AR-GE faaliyetlerine yeterince önem vermeyen ülkeler gelişmiş ülkeler sınıfına bir türlü geçememekte ve küresel rekabette de asla söz sahibi olamamaktadır. Bir ülkedeki sanayi kendi teknolojisini kendisi üretebiliyorsa küreselleşen dünyada varlığını sürdürebilme şansı o ölçüde yüksek olacaktır”dedi.

 

Daha sonra Uzman İlhami Şan ve Üniversite-Sanayi Ara Malı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz konularıyla ilgili olarak sunum yaptı.  

 

 

 

 

 

Haberler